Birçok genç kız evleneceği günün hayalini kurarak büyür. Bu sebepledir ki düğün vakti gelip çattığında her şeyin hayallerindeki gibi muhteşem olmasını ister. Sadece düğün günü de değil, kız isteme, nişan, kına, düğün… Hepsinin hem hayalindeki kadar mükemmel hem de adetlere uygun olması gerekmektedir. Bilindiği üzere her yörenin düğün öncesi ve düğün törenlerinde kendine özgü birtakım adetleri bulunmaktadır. Özellikle o yörelerde yapılan organizasyonlar için ise en makbulü bu adetlere uyarak organizasyon yapmaktır. Peki, Ankara yöresi düğün adetleri kısaca nasıldır? Ankara düğünlerinden çok düğün hazırlıkları ile kendisinden söz ettiren şehirlerden birisidir.
Ankara düğünleri nasıl olur sorusunu kime sorsanız eğlenceli cevabını duyarsınız. Düğünden önce mutlaka özellikle düğünün olduğu köy ile civar köylerde düğün yemekleri hazırlanıp dağıtılır. Ankara’nın yöresel yemekleri arasında aş çorbası, keşkek çorbası, tarhana çorbası, bulgur pilavı, mantı, bohça böreği, hamman çırpma, göğe gibi yemekler bulunmaktadır. Ankara kına gecelerinde kadınlardan oluşan bir grup öncelikle kız evine giderler. Erkek evi ise kına gecesinde dağıtılmak maksadıyla kuruyemiş(kuru üzüm, leblebi, fıstık, şeker, lokum, iç üzüm, badem, fındık) hazırlatır. Ankara kına gecelerinde davetlileri eğlendirmesi için köçekler çağrılır ve kadınlardan oluşan bir grup ise def çalarlar. Def çalan kadınlar aynı zamanda türküler söyler ve bu türküler eşliğinde davetliler eğlenirler. Kına gecesinin ilerleyen vakitlerinde yastıklardan bir taht oluşturulur. İki genç kız gelin adayının iki koluna girerek kıbleye bakacak şekilde gelin adayını tahta yerleştirir. Genç kızlar gelin adayının çevresinde çember oluşturur ve kına eşliğinde türküler söyleyerek yürürler.
Kına yakması için ise genellikle yaşça büyük kadınlarda bir kişi seçilir. Ancak adet gereği kına yakacak kadının hem yaşça büyük olması hem de evli ve çocuk sahibi bir kadın olması gerekmektedir. Çünkü aksinin yeni geline uğursuzluk getireceğine inanılır. Genç kızların kın yakılırken ağlamasına hepimiz şahit olmuşuzdur. Ancak Ankara kına gecelerinde bir adet daha vardır ki o da gelinin annesinin ağlamasıdır. Ankara kına gecelerinde sadece gelinin annesinin ağlaması yeterli bulunmaz, ayrıca gelinin annesinin de ağlaması lazım gelir. Hatta çok ilginçtir ki gelin ağlamaz ya da ağlayamazsa işte tam da orada gelinin gözlerine soğan sürülür. Evet, yanlış okumadınız, gelinin gözlerine ağlaması için soğan sürülür
Kına gecelerinde genellikle sadece gelinlerin avuç içlerine kına yakılır. Ancak Ankara kına gecelerinde bu konuda da farklı bir adet bulunmaktadır. Kına gelinin hem ellerine hem de ayaklarına yakılır. Ayrıca bolluk ve bereketi simgelemesi sebebiyle de gelinin avuç içlerine damadın annesi tarafından birer tane altın konulması da Ankara adetleri arasındadır. Ellere ve ayaklara kına yakılırken bu konuda yeteneği olan kişiler daha çok tercih edilir. Çünkü kına rastgele bir şekilde sürülmez, belirli şekillerin oluşturulması amaçlanır. Öyle bir inanç vardır ki, şayet gelinin eline kına yapılırken çizgiler düz olmaz ise o gelinin kaderi de düzgün olmayacaktır. Bu sebeple Ankara kına gecelerinde kına yakma işlemine diğer şehirlere göre fazladan bir ilgi gösterilir. Kına yakma işleminin ardından gelinin el ve ayakları bağlanır ve iki kişinin yardımı ile gelin yatar vaziyete getirilir. Bu şekilde ise gelin kına gecesinde oynanan oyunları izleyerek uykuya dalar. Sabah olduğunda ise gelinin el ve ayağında bulunan bağlar yine kadınlar tarafından çözülür. Ankara’da ayrıca zeybek oyunu yıllardır oynanmaktadır ve adeta bir adet haline gelmiştir. Bu nedenle köçek oyununun yanı sıra düğünlerde, kına gecelerine ve nişanlarda zeybek oyununun oynandığına da sıkça rastlamak mümkündür.